24 Aralık 2014 Çarşamba

İSLAM VE HRİSTİYANLIK ÜZERİNE



.”EĞER İSLAM , HRİSTİYANLIĞI KÜÇÜK VE HAKİR GÖRÜYOR İDİYSE,
BÖYLE GÖRMEKTE BİN KEZ HAKLIYDI; ÇÜNKÜ İSLAM İNSANI YÜCELTİR AMA PUTLAŞTIRMAZ….
HRİSTİYANLIK, BİZİ KADİM DÜNYANIN (ANTİK YUNAN VE ROMA) KÜLTÜRÜNÜN MAHSULUNDEN
MAHRUM BIRAKMIŞTI.ÜSTELİK BUNUNLA DA YETİNMEMİŞ, DAHA SONRALARI,BİZİ İSLAM
KÜLTÜRÜNÜN MAHSULUNDEN DE MAHRUM ETMİŞTİ. ASLINDA BİZE (İNSAN OLARAK BİZE) GREK
KÜLTÜRÜNDEN DE, ROMA KÜLTÜRÜNDE DE, ESASTA, TEMEL MESELELER AÇISINDAN DAHA
YAKIN OLAN, BİZİM (İNSAN OLARAK) DUYGULARIMIZA,ZEVKLERİMİZE VE SEÇİMLERİMİZE
DAHA DOĞRUDAN HİTAP EDEN İSPANYA’DAKİ O HARİKULADE İSLAM KÜLTÜRÜ VE İSLAM
KÜLTÜRÜNÜN EŞSİZ BİRİKİMİ AYAKLAR ALTINA ALINARAK ÇİĞNENMİŞ VE YOK EDİLMİŞTİ (-
BUNU YAPAN AYAĞIN NE TÜR BİR AYAK OLDUĞUNU SÖYLEMEYE DİLİM VARMIYOR, NE YAZIK
Kİ-)” “İYİ DE NEDEN? NEDENİ ŞUYDU: ÇÜNKÜ İSLAM KÜLTÜRÜ, ASİL BİR KÜLTÜRDÜ;
ÇÜNKÜ İSLAM KÜLTÜRÜ, KÖKENLERİNİ TEMELLERİNİ İNSAN FITRATINA BORÇLUYDU (İNSANIN
FITRI ÖZELLİKLERİNİ MUHAFAZ ETMESİNE BORÇLUYDU): ÇÜNKÜ İSLAM KÜLTÜRÜ
İSPANYA’DAKİ MÜSLÜMAN HAYATININ NADİR BULUNAN, NEFİS HAZİNELERİNİN ÜZERİNDE
BİLE HAYATA EVET DİYORDU!... DAHA SONRALARI, HAÇLILAR, ESTİRDİKLERİ O TOZ
BULUTUNUN ORTASINDA,ASLINDA ÖNÜNDE DİZ ÇÖKMELERİ GEREKEN , DİZ ÇÖKMEKLE DAHA
İYİ YAPMIŞ OLACAKLARI BİR ŞEYE KARŞI, ASİL BİR KÜLTÜRE KARŞI, BİZİM BUGÜNKÜ
19YY KÜLTÜRÜMÜZLE MUKAYESE EDİLDİĞİNDE , BİZİM ÇAĞDAŞ KÜLTÜRÜMÜZÜN, KENDİSİNİ,
İSLAM KÜLTÜRÜNÜN YANINDA SON DERECE “YOKSUL “VE OLDUKÇA “GEÇ KALMIŞ” BİR KÜLTÜR
OLARAK GÖREBİLECEĞİ 
BÖYLESİNE ASİL VE YÜKSEK BİR KÜLTÜRE KARŞI SAVAŞ
AÇMIŞLARDI.HAÇLILAR, GANİMET PEŞİNDE KOŞTURUYORLARDI , HİÇ ŞÜPHESİZ Kİ.ÇÜNKÜ
DOĞU, İSLAM DÜNYASI ZENGİNDİ.

FRİEDRICH NİETZSCHE

16 Aralık 2014 Salı

MASA DA MASAYMIŞ HA


Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
Edip CANSEVER

9 Aralık 2014 Salı

Osmanlıca Üzerine...



Eski Türkçe denirdi çocukluğumuzda. Hukuk dili de böyledir. İfadeleri daha zengin olduğu için beklide hala tercih ediliyor. Memur çocuğuyuz ya dairede Osmanlıdan kalma arşivleri çıkarmak için Arap alfabesi okuyabilenler aranırdı. Bence bir zarafeti de var. Toplasan 200 ü geçmeyen sözcük dağarcığıyla konuşan günümüz insanı (yarısı da argo) öğrense fena da olmaz ama önce İstanbul Türkçe sini öğretebildik mi? bakmak lazım. Altında yatan Arap harfleri ile okuma yazmayı öğretmekse çok zor. Latin harfleri ile dahi başarılamamış. Cahil bırakmaksa amaç tam isabet. Ha gayret.

Tahir ÖZCAN

3 Aralık 2014 Çarşamba

GÜNAHKAR

Yolumun üstünde bir tuzak kurdun,
Bir de diyorsun ki: yürü iznim var!
Cihanda kudretin her şeye hakim,
Beni yürüten sen, adım günahkar...

Ömer HAYYAM

1 Aralık 2014 Pazartesi

ETME

Duydum ki, bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

Sen yad eller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.

Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.

Ey ay, felek harab olmuş, ziyan olmuş senin için
Bizi öyle harab, öyle ziyan ediyorsun, etme.

Ey, makamı var ile yokun üstünde olan
Sen varlık sahasını terk ediyorsun, etme.

Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan
Sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.

Âşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.

Ey, cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.

Şekerliğinin içinde zehir dokunmaz bize
Sen zehri şeker, şekeri zehr ediyorsun, etme.

Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.

Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen, hırsızlık ediyorsun, etme.

İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

Mevlana Celaleddin’i Rumi

Öne Çıkan Yayın

MAGNUM

  Yalanla kurduğunu, Yalnız kendin yaşarsın. Hayatı yarışma yapanlar, Yaşamayı nasıl başarsın. Duyuldukça adın, Yaşam üzerinden taşar. En iy...