17 Haziran 2015 Çarşamba

Süleyman Demirel'in ardından



''Ölenin arkasından konuşulmaz'' diye sözümüz de var
ancak birisi öldümü bizim insanımızda iki eğilim belirir.

Ya ''Kör ölür badem gözlü olur,kel ölür sırma saçlı olur''ile''At ölür nalı kalır,yiğit ölür namı kalır'' derler.

Ya da''Deliyi dürtekoyun,ölüyü örtekoyun''ile''Lanetledim dirisini köpek yesin ölüsünü'' derler.

Yani peşi sıra dedikodu çok olur. Ne de olsa cevap veremeyecek.

Ben de ''Gelenler gidenleri aratıyor''diyenlerdenim.

Sanki ''politikacı'' olmak için dünyaya gelmişti rahmetli.

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılmasına vesile olmuştu evet.
Emperyalizmin değirmenine su taşıyanlardandı evet.
Birsürü olumsuz eleştiri yapabiliriz hakkında.
Ama kendi deyimiyle taş ustüne taş koymuştur bu ülke için.
Ülkenin bütünlüğünün aleyhine politikalara itibar etmemiştir.
Demokresiyi önceliği tutmuştur, öyle yada böyle. Nüktedan kişiliği ile bir sürü sözü dillere pelesenk olmuştur. Benim ençok sevdiğim sözü ise''Demokrasi demokrasiyi ortadan kaldırmak için kullanılamaz''dı.

Bir devir böylece kapandı. Ruhu şad olsun.

Tahir ÖZCAN 17/06/2015

15 Haziran 2015 Pazartesi

BAŞARI DİYORSAN?

Ekonomik başarı buysa; Terörist ihraç edip saman ithal ediyoruz.
Özgürlük buysa; 300'e yakın gazete, gazeteci, siyasetçi, asker, sivil kişi ve kuruluşa açılmış dava var.
Adalet buysa; Ergenekon, balyoz, sarıkız darbe planı vs. diyerek yıllarca haksız yere hapse atılan insanlar bir tarafta. Dağda mobil mahkemeler kurup silah bırakmayı reddeden terörist'i pişmanlık yasasına sokmak diğer tarafta.
Sosyal devlet buysa; 5.5 milyon işsiz, 17 milyon açlık sınırında yaşayan insan. 76.957.000 kişi bütçenin % 60 ı'nı paylaşırken Kalan % 40'ı 43.000 kişi yiyor.
Diplomatik başarı bıysa; Yurtta barış, dünyada barıştan, stratejik derinliğe oradan da onurlu yalnızlığa.
Politik başarıysa; Taksimde parka inşaat istemeyenleri gazlayıp, joplayıp, açılım diyerek getirmek ülkeyi bölünmenin eşiğine.
İnsani yardım buysa: Suriyeye teröristlere silah gönder, sınırda kaçak ticaret yapanları bombala. Kobani'ye yardıma gidiyorum diyen peşmergelere, suriyeden kaçan Sünni araplara sınırı aç, 2 milyonu içeri sok, Türkmenlere ,Ezidilere su yok.
Sözünü tutmak buysa; Üç ''Y'' dedin ( yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar) kaldırılacaktı. Yoksulluk rakamları yukarıda, yolsuzluğu 17-25 aralık'ta gördük, yasaklarsa YÖK de, %10 barajı da, dokunulmazlıklar da duruyor. Eleştirmek, internet, Taksim, alkol, hakını aramak yasak.
Ha bu arada türban serbest. Oto yollar yapıldı, İMF ya borç ödendi doğru. İmamhatipler ortaokul seviyesine indi tekrar.
4x4x4 le milli eğitim arap saçı, İnşaat sektörüyle yandaşlar mega zengin, Dış borç 13 yılda 20 kat artmış, İcra davaları 400 katı, kadına şiddet 1400 katına çıkmış durumda.
Atladıklarımı siz tamamlayın. İktidar hakikaten ''ÇOK BAŞARILI''.

12 Haziran 2015 Cuma

Dönülmez Akşamlar Filan


Çilingir Sofrası

Bir parça peynir, bir dilim kavun, belki beyaz leblebi ve bolca muhabbet. 
İla musıki, inceden tıngırdayan bir ud, belki bir kanun, belkide yanında klarnet. 
Tercihan kadın sesi, karşında deniz mavisi, belki birkaç rum mezesi üzerinize afiyet.
Roka mesela bol limonlu suda, semizotu da var süzme yoğurda emanet.
Varsa ızgarada balık, balkonun meyhane tek masalık, azıcıkta buz, olmasa zahmet.
Karşında bir eski dost, ne güzel gelmiş oturmuş istemeden edilmeyi davet.
Bir sen kaldırırsın kadehi şerefine  bir o, bir sen doldurursun bir o elbet.
Akşam yine akşam, söyleyemem derdimi, çünkü şimdi sende herkes gibisin derken.
Agora meyhanesi, dönülmez akşamların ufku filan. Şişedeki gibi durmuyor meret


Değerli Ağabeyim Ufuk SAKA ya ithafen (12/06/2015)

6 Haziran 2015 Cumartesi

MESELE

Meselemiz birinin başkan olup,olmaması olsaydı çözümü basitti. Ne yapar eder başkan yapmazdık.
Derdimiz emperyalizmin kucağında büyüyen birilerine baraj atlatmak olsa çözümü basitti. Verirdik oyu,tavşan gibi zıplaya zıplaya atlardı.
Derdimiz ve meselemiz, tam bağımsız,laik ve demokratik ülke inşası olunca, bu yolun çilesini çekmiş insanlarının da anıları gözümüze gelince iş değişiyor.Sapmalar,entrikalar,sol görünüp sağ vurmalar başlıyor. İşte bu iş basit değil.
Kötünün iyisi bu yolun yolcularına göre değil.
Mutlaka insanlarının kendilerini istediği gibi ifade ettikleri özgür ve bağımsız vatanı kuracağız. Bütün sağ ve sol sapmalara rağmen bunu başaracağız. 

Ahmet Erol AYDIN

5 Haziran 2015 Cuma

SEVDİM

Tembel kadınları sevdim... ağzı rakı kokan kadınları... dağınık kadınları...sigara içen.. dövmeli... dövmesiz...serseri kadınları...hepsi bu....! Hayatin başka bir yanını.... başka bir tadını... başka bir kokusunu bıraktı bende....Ve hepsi küçük bir kız çocuğu olarak durur içimde....çünkü ben kadını seversem.... önce çocukluğundan başlarım kadın....

Tunç-Bob-Karl...:)

Öne Çıkan Yayın

MAGNUM

  Yalanla kurduğunu, Yalnız kendin yaşarsın. Hayatı yarışma yapanlar, Yaşamayı nasıl başarsın. Duyuldukça adın, Yaşam üzerinden taşar. En iy...