23 Nisan 1920 de Türkiye Büyük
Millet Meclisi kurulmuştu. Meclis kararı ile düzenli ordu
oluşturulmaya başlandı. Kuvva'i Milliye ve Kuvva'i Seyyare
birliklerine bu emirler tebliğ adildi. Oysa Umum Kuvva'i Seyyare
birliği komutanı Ethem Bey (Çerkez Ethem olarak'ta bilinir) ve
bazı Kuvva'i Seyyare komutanları(Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali
Efe vb.)henüz düzenli orduyla düşmana mukavemet sağlanamayacağını
düşünüyorlardı. Aslında herşey Dönemin Ankara Valisi Yahya
Galip Kargıyı yetki dışı yargılama girişimi ile başladı.
Yozgat ayaklanmasının müsebbiblerinden gördüğü Valiyi
yargılamak üzere Yozgat'a çağırdı.TBMM bu talebi reddetti.
Zaten bir süredir asker, kanun kaçağı ve casus gibi suçluları
yargılamadan astığı için Mecliste Ağır eleştirilere maruz
kalıyordu. Kardeşi Saruhan(Manisa) Vekili Reşit bey'in girişimleri ile
ciddi bir tepki görmesi engellenmişti. TBMM'nin İstiklal
Mahkemelerini kurması ile bu sürtüşmeler zirveye ulaştı.
İçişleri Bakanı Refet Bele'nin
asker toplamaktan vazgeçmesi, suçluları da İstiklal
Mahkemelerinde yargılanmak üzere teslim etmesi isteğine karşı
çıktı. Siyasi çekişmeler, politik veya askeri entrikalar bir
tarafa. 1. İnönü Savaşında 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat
Cebesoy ile Gediz Muharebelerine katıldı. Batı cephesinin iki
bölüme ayrılmasına karşı çıktı. Kardeşi Tevfik Bey'in de
bağlı olduğu İsmet Bey'in(İsmet İnönü) Batı cephesi komutanı
olarak kalması itiyordu. Refet bey'e güvenmediğini Meclise
bildirdi. Buna rağmen Karacaşehir Köyünde kurulan müfrezeyi
Kütahyaya kaydırarak Cephe Komutanlığının emrine bıraktı.
Uzlaşma olmayacağını ve Refet Bey ile İsmet Bey'in Birliklerinin
kendi üzerine yürüdüğünü öğrenince, kendi birliğini serbest
bıraktı. Kardeş kanı dökemeyeceğini söyleyerek teslim olmak ya
da diledikleri yere gitmekte serbest olduklarını söyledi.
Kardeşleri ve birkaç yakın adamı ile Yünanistan'a geçti. Oradan
Ürdün'e gitti ve orada öldü.
Not:
Yukarıda adı geçen Refet Bele, Ali
Fuat Cebesoy da Ethem Bey gibi Çerkezdir
Ethem Bey Türk ordusuyla savaşmamış
ve kardeş kanı dökülmesini istememiştir.
Yunanistan üzerinden Ürdün'e geçmiş
orada yaşamış, vatan haini ilan edilmesine rağmen hiçbir zaman
Türkiye Cumhuriyeti aleyhine çalışmamış ve beyanda
bulunmamıştır.
Günümüzde hala akrabaları T.C.de
yaşamaktadır, diğer Çerkezler gibi bu ülkenin eşit vatandaşıdır.
Diğer bütün etnik kimliği farklı
vatandaşlar ile aynı haklara sahiptirler.
Etnik milliyetçiliği siyasete, daha
da kötüsü terör'e alet edenlerin ibret alması umudu ile.
Tahir Özcan 28 Temmuz 2015