6 Kasım 2013 Çarşamba
İŞTE TAYYİP ERDOĞAN'IN KIZLARININ ABD'DEKİ HAYATI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün muhafazakarlık düğümünü daha da sıktı. Kadın ve erkek öğrencilerin birlikte kaldığı evlerin potansiyel ahlaksızlık ve anarşi yuvası olduğunu ima etti. Muhafazakar demokratlar olarak buna müdahil olacaklarını, ama nasıl oluyorsa bunun müdahale olarak algılanmaması gerektiğini söyledi. Dahası, önce “valisine” talimat vermişken şimdi de öğrencilerin komşularını açıkça muhbirliğe çağırdı.
O koltukta muhafazakar demokratların değil, bütün toplumun başbakanı olarak oturduğunu Erdoğan'a söylemek artık anlamsız. O, bu memleketin yüzde 50'sini artık kendi halkı olarak bile görmediğini belli ediyor.
Ama bu açıklamaların başka bir boyutu var: Başka insanların özel yaşamlarına bazen imalı, bazen doğrudan suçlamalarla “müdahil olan” Başbakan Erdoğan, ister istemez aslında kendi ailesini de toplumsal gündemin ortasına atmış oluyor. Nitekim, sosyal medyada Başbakan Erdoğan'ın kızları Esra ile Sümeyye Erdoğan hakkında tartışmalar almış yürümüş durumda.
ESRA VE SÜMEYYE "KIZLI ERKEKLİ ÜNİVERSİTELERDE OKUDU
Öyle ya, Esra ve Sümeyye Erdoğan, üniversiteyi ABD'de Indiana Üniversitesi'nde okumuşlardı. Bunlardan Sümeyye Erdoğan yüksek lisansını da Londra'da London School of Economics'te yapmıştı. Esra Erdoğan'ın ise California Üniversitesi'nde lisansüstü eğitim aldığı biliniyor.
Bu üç üniversite de, Batı akademilerinin “kızlı erkekli” sosyal yaşamı en canlı yerleri olmakla ünlüdür. Indiana Üniversitesi, mensuplarının deyişiyle “Indie”, party #1, partilerde 1 numara olarak anılıyor. Yıl içinde, bazıları bir hafta boyunca süren, alkollüler de dahil türlü eğlencelerin yer aldığı beş kampüs partisi artık okul geleneği olmuş durumda.
Dahası, Batı'nın pek çok üniversitesinde olduğu gibi, Sümeyye ile Esra Erdoğan'ın okuduğu Indiana Üniversitesi'nde de “coed housing”, karma barınma prensibi uygulanıyor. Üstelik, karma yurtlara ek olarak, bu yıl üniversite “gender-neutral dorms”, cinsiyet ayrımı gözetmeyen yurt tipine geçmiş durumda. Buna göre isteyen öğrenciler, kadın erkek fark etmeden aynı odayı paylaşabiliyorlar. Üniversite yönetiminden Barry Magee, “Kendini erkek, kadın, cinsiyetsiz, queer veya eşcinsel ya da nasıl isterse öyle tanımlayan pek çok insanı kabul ediyoruz,” diyerek uygulamayı anlatıyor. Gene üniversite radyosunda bir kız öğrenci, “İnsanların cinsiyetleriyle sınırlı olmaması, arkadaşlarıyla istedikleri gibi takılabilmeleri çok güzel” diyerek uygulamayı onayladığını ekliyor.
Burası, Sümeyye ile Esra Erdoğan'ın üniversite yaşamlarını geçirdikleri okul. Yüksek lisansta gittikleri Kaliforniya ile Londra'nın şehir merkezindeki ve ünlü üniversitelerindeki sosyal yaşamı burada ayrıntılarıyla anlatmaya gerek yok sanıyoruz.
KİMSEYİ İLGİLENDİRMEZ AMA...
Eminiz, Sümeyye ile Esra Erdoğan, “babalarına layık” bir üniversite yaşamı sürmüşlerdir. Ama bundan önemlisi, ABD'de nasıl yaşadıkları kimseyi ilgilendirmez, tıpkı kimsenin yaşamının Tayyip Erdoğan'ı da valisini de muhbirliğe çağırdığı komşuları da ilgilendirmediği gibi.
Ama insan şu soruyu sormadan edemiyor: Acaba Tayyip Erdoğan, kızlarını gönderdiği üniversitenin bu “fazla özgür” sosyal yaşamına da karışmaya yeltenmiş midir? Yoksa bunun haddini aşmak olduğunu bilip imaya bile cüret edememiş midir? Öyleyse, kendi kızlarına böyle alabildiğine özgür bir sosyal ortamdan beslenmiş, bununla hep övünmüş bir üniversiteyi layık gören Tayyip Erdoğan, neden iş Türkiye'ye ve “başkasının kızlarına” gelince haddini aşıp ahlak polisi kesiliyor? Muhafazakarlığın yalnızca bu ülkenin sıradan yurttaşlarına layık görülen bir esaret zinciri olduğunu söyleyenler haklı belki de.
Barış Zeren - Odatv.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayın
MAGNUM
Yalanla kurduğunu, Yalnız kendin yaşarsın. Hayatı yarışma yapanlar, Yaşamayı nasıl başarsın. Duyuldukça adın, Yaşam üzerinden taşar. En iy...
Umarım yazınız doğru anlaşılır. Yazınızı kendi Facebook hesabımda da paylaştım.
YanıtlaSilAçıkçası Sümeyye ve Esra Erdoğan'ın hayatları kesinlikle beni ilgilendirmiyor ama sizin de dediğiniz gibi bizim hayatlarımız bu kadar mevzu edilirse biz de onlara bakmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz.
Egemen Bağış'ın kaldığı oteldeki içkileri hüplettiğini yazıyordu twitterda bazı gazeteciler.Çok güldüm buna da.Neren açıksa orayı mı çekermiş insan bilmem.
YanıtlaSilDeniz
Önce mertçe fotoğrafını koy öyle yorum yaz.Neticede gazetecilik böyle bir şey.Haber değeri taşıması için içkileri dini değerlerine düşkün,muhafazakar birinin içiyor olmasıdır haber.Sırrı Süreyya içse haber olmaz.
YanıtlaSil