20 Mart 2012 Salı

28 şubat


28 Şubat Gerçekte Ne İdi, Kim Kazandı?
Şu soruyu ideolojik havzaların eteklerindeki “ kör noktalara “ düşmeden yanıtlamaya çalışalım.
12 Mart, 12 Eylül süreçlerinde rolü çok açık ortada olan ABD, 28 Şubat sürecine de destek verirken ondan sonraki askeri müdahale süreçlerine niçin destek vermedi? ABD’nin 28 Şubat sürecinde rolü ve elde ettiği fayda nedir?
RP ile AKP kesinlikle birbirine zıt iki partidir. AKP, her ne kadar RP kökeninden gelse de siyasette oturduğu hat RP geleneğiyle alakası olmayan Menderes ve Özal hattıdır.
RP politikalarını genel başlıklarla özetlersek;
Milli Bağımsızlıkçı, kalkınmacı, anti Batıcı ve anti Amerikancı ve İslamci bir partidir.
AKP ise; genelde Batıcı, özelde Amerikancı, liberal, küresel sermaye ile iç içe geçmiş, Ortadoğu topraklarına yeni ithal edilmiş haliyle Muhafazakar – İslamcı değil !- bir partidir.
RP iktidara geldiği zaman Erbakan kendi ideolojik ajandasını uygulamaya başlamış, müslüman ülkeleri D-8 adıyla öncü bir kuruluş kurarak bir araya getirmiştir.
Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya ‘dan oluşan bu birlik ekonomik olarak Müslüman ülkeler arasında bağımsız bir işbirliğini hedef almaktaydı.
D-8lerle ilgili kısa bir bilgi ;
“ 22 Ekim 1996 tarihindeki “Kalkınmada İşbirliği Konferansı”nı izleyen bir dizi hazırlık toplantılarından sonra 15 Haziran 1997 yılında İstanbul’da yapılan Devlet ve Hükümet başkanları zirvesinde D-8’in kuruluşu resmen ilan edilmiştir (İstanbul Deklarasyonu).
D-8′lerin bayrağında yer alan 6 tane yıldız D-8′lerin temel ilkelerini sembolize etmektedir. D-8′lerin bayrağinda 6 temel ilkeyi sembolize eden altı yıldızın anlamaları şunlardır.
1. Savaş değil, barış,
2. Çatışma değil, diyalog,
3. Çifte standart değil, adalet,
4. Sömürü değil, adil düzen,
5. Üstünlük taslamak değil, eşitlik
6. Baskı ve tahakküm değil, insan hakları hürriyet ve demokrasi “
Erbakan’ın Ortadoğu’dan Pasifik Asya’ya kadar kurmaya çalıştığı bu “ Bağımsız Müslüman Ülkeler Hattı “ ABD çıkarları için çok büyük tehdit oluşturmuştur.
O dönem Erbakan’ın Anti – Bati/ Emperyalist anlayışla kurmaya çalıştığı bu yapılanmanın bugün AKP eliyle ABD’nin bölgede inşa ettiği politikalara taban tabana zıt olduğu çok açık bir şekilde görülmektedir.
Erbakan bütün hayatı boyunca Adil Düzen adı altında Batı’yı eleştirmiş, AB’yi Hıristiyan kulübü olarak görmüş, ekonomik olarak AKP gibi Küresel Sermaye işbirlikçiliğini değil Milli Kalkınmayı savunmuştur.
AKP iktidara gelir gelmez milli ne varsa hepsini satmıştır. Erbakan bütün hayatı boyunca sanayileşmeden, kalkınmadan, kendi kaynaklarımızı hayata geçirmekten bahsetmiştir.
Görüldüğü gibi AKP ile RP geleneği arasında hiçbir yakınlık yoktur.
Erbakan’ın iktidara gelir gelmez Müslüman ülkeleri bağımsız ekonomik ve sosyal işbirliği düzeylerinde bir araya getirmesi ABD’nin bugün açıkça ortaya koyduğu, o günlerde planladığı Büyük Ortadoğu Projesi’ne açık bir tehdit oluşturmuştur.
Erbakan’ın iktidara gelir gelmez işletmeye başladığı “ Milli Görüş “ takvimi ABD’yi hemen harekete geçirmiş ve bu iktidarı sonlandırmıştır.
RP’nin o dönem orduyu rahatsız eden uç çıkışları, askeri hareketlendirmiş ve ABD’nin de askere verdiği açık destekle RP- DYP iktidarı bildiğimiz şekilde yıkılmıştır.
Erbakan, o dönem açık stratejik hatalar da yapmıştır. Ortadoğu’da ve Asya’da bağımsız bir eksen oluşturmaya çalışan Erbakan, içeride Şevki Yılmaz ve öteki RP’lilerin “kontrolsüz “ çıkışlarıyla zor duruma düşmüş, devlet unsurlarında rahatsızlık yaratmıştır. Halbuki, orduyu kontrolsüz ideolojik çıkışlarla karşısına almak yerine, ABD’ci Atlantik kanadından oldukça rahatsız olan ordudaki büyük bir gruba kendi derdini rahatça anlatabilir olayların bu boyuta gelmesini engelleyebilirdi.
ABD, 28 Şubat süreci ile bir tasla birden çok kuş vurmuştur.

Ortadoğu’da Erbakan’ın kurduğu Bağımsızlıkçı Müslüman Devletler oluşumunu yok etmiş, bu coğrafyanın elinde kalmasını sağlamıştır.
Orduyu halkla karşı karşıya getirerek Türk Halkının gönlündeki yerini silmiş, halkı orduya, orduyu da halka yabancılaştırmıştır.
Sonraki süreçte gördüğünüz gibi ABD, başka müdahale girişimlerine izin vermemiş aksine AKP’ye müdahale edebilecek bütün oluşumları yok etmiştir.
RP içerisinden, AKP gibi Ortadoğu’da ABD Anahtarı olarak faaliyet gösteren bir yapı dizayn etmiştir.
Bugün AKP’nin Ortadoğu’da uyguladığı ABD yanlışı siyasi politikalara ve iktidara gelir gelmez ülkeye ait milli değerleri büyük bir iştahla diyet ödercesine yabancılara satmasına bakarsak 28 Şubat sürecinin tek kazananının ABD olduğu çok aşikardır.


KILIÇSIZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

MAGNUM

  Yalanla kurduğunu, Yalnız kendin yaşarsın. Hayatı yarışma yapanlar, Yaşamayı nasıl başarsın. Duyuldukça adın, Yaşam üzerinden taşar. En iy...