14 Haziran 2011 Salı

İslamda demokrasi üzerine

Bir dijital tartışmadan alıntıdır.


Arkadaşlar,
Günlük hayatımda bu konulara hiç girmemeyi, kimse ile konuşmamayı tercih ederim.  Ancak bir kaç gündür dönen e-postalar ve bugün başıma gelen bir olayın çakışması,  fikirlerimi yazmaya ve (bana göre) doğruları grup üyelerine iletmeme neden oldu.
Bir kaç gündür birlikte çalıştığımız Mısır’lı bir mühendis ile bugün öğle yemeği sırasında Mısır’ın genel durumu hakkında konuşuyorduk.  Umudunun Mısır’a demokrasi gelmesi olduğunu ve bunun İslami kurallara göre işleyecek bir demokrasi olmasını arzuladığını söyledi.  Bende İslami kurallardan kastının ne olduğunu (yani 4 karı ile evlenmek, kadına yarım şahitlik, yarım miras gibi) sorunca, tabi ki bunların uygulamalarının devam edeceğini çünkü bunların hem Arap adetleri ve hemde Islam’ın şartı olduğunu söyledi.  Bu kişi Mısır’ın en iyi üniversitesinden (Amerikan University) mezun, batı ülkelerinde uzun yıllar çalışmış, dünyayı iyi bilen bir kişi.  Kendisine, herhangi bir ülkede demokrasiden bahsedebilmek için, öncelikle her vatandaşın ‘kanun önünde’ eşit olması gerektiğini söylediğimde, bu durumda da eşit olduklarını çünkü kadınların oy verebileceklerini, çalışabileceklerini, vs ancak İslami kurallar ile çelişen konularda durumun söylediği şekilde kabul edilmesi gerektiğini çünkü Islam’ın en iyi düzeni getirdiğini iddia etti.  Konuyu bu noktada kapattım.  Kendi ülkesi için istediği sistemi arzulayabilir. Ancak ben ülkemde ki (en azından okumuş) insanların bana göre Islam hakkında  doğruları bilerek karar vermelerini isterim.  
Amacım, kafamıza 1980 yılından beri artarak yerleştirilen Islam şablonunun (iyilik, güzellik, eşitlik. vs) Kuran İslamı (gerçek İslam) ile ne kadar örtüştüğünü göstermek.  Kimseyi kırmak, inançlarına saygısızlık etmek gibi bir niyetim yok. Aşağıda verdiğim örneklerin tamamı Kuran ayetleridir (hadis değil).  Bunları okurken, bunların bu evreni yani alemleri yaratan Allah'ın sözleri olduğunu akıldan çıkarmadan okumanızı rica ediyorum.
Şimdi bildiğim kadarı ile daha önceki e-postalarda geçen konular hakkında fikirlerimi belirteyim:
ISLAM ve KÖLELİK
İslam’ın köleliğe son vermeye yönelik uygulatıcı kuralları olduğunu söylendi.  Ben bu görüşe katılamıyorum.  Kuran veya hadislerin hiç bir yerinde köleliği kaldırmak, yasaklamak, vs gibi bir söz geçmez.  Tam tersine bu kurumu kurallara bağlayan, yasal hale getiren uygulamalardan bahsedilir.  Örnek çok, sadece bir kaç tane ayet ile yetineceğim (Elmalılı çevirisi):
Nahl 71: Allah, rızık yönünden bir kısmınızı diğerlerinden üstün kıldı. Kendilerine bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki, onda eşit olsunlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar
 Ellerinin altındakinden kasıt köle ve cariyelerdir.

Nahl 75: Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile, kendisine güzel bir rızık verilen ve o rızıkdan gizli ve açık olarak harcayan hür bir insanı misal verdi. Hiç bunlar eşit olur mu….
 Buna bir yorum yapmıyorum
Ahzab 50: Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
 Burada geçen cariye kadın köle anlamındadır.
Nur:33 Evlenme imkanını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükatebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde (hürriyete kavuşmalarında kendileri için) bir iyilik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir

 Cariyelerinizi para için fuhuşa zorlayabilirsiniz.  Eğer zorlarsanız Allah onları affeder (size bir ceza söz konusu değil)

Bakara 178: Ey iman edenler! Öldürmede kısas size farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın…
 Burada insanlar açıkca 3 sınıfa ayrılmış durumda.  Üstüne bir erkek bir kadını öldürürse, ceza olarak o erkek yerine bir başka kadının öldürülmesi söz konusu (örneğin bu erkeğin bir kadın akrabası)

Nisa 3: Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir
Bir kaç ayette köle azat etme konusu geçer.  Burada amaç köleleri azat etmek değil, günah işleyen mümini cezalandırmaktır:
Mücadele 3: Kadınlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin, karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır

Nisa 92: Hata dışında bir mümin, diğer bir mümini öldüremez. Ve kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse, mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine (varislerine) teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir. Ancak ölünün ailesinin bağışlaması müstesnadır. Eğer öldürülen, mümin olmakla beraber size düşman bir kavimden ise, o zaman, öldürenin bir köle azad etmesi gerekir. Eğer öldürülen sizinle aralarında antlaşma olan bir kavimden ise, öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mümin bir köle azad etmesi gerekir. Bunlara gücü yetmeyenin de Allah tarafından tevbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç tutması gerekir. Allah, Alimdir (her şeyi bilendir), Hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir).
 Cinayetin cezası 1 köle azat etmek veya iki ay oruç tutmak!

Örnekleri uzatmak istemiyorum, sanırım yeterli olacaktır. Ancak bilinmesi gereken bir diğer konuda müslüman ülkelerde 1960 lara kadar kölelik kurumunun yasal olarak devam ettiğidir.

ISLAM’DA EŞİTLİK
Aklıma gelen ve farklı yasal uygulamalara tabi olan sınıflar şöyledir:
Hür erkekler (müslüman ve hür)
Hür kadınlar (müslüman ve hür)
Köle müslüman erkekler
Köle müslüman kadınlar
Köle erkekler
Köle kadınlar
Kitap ehli (Hiristiyan, Musevi ve Sabiler): Bunlar Islam ülkesinde yaşıyorlarsa cizye öderler
Kafirler (öldürülür, tüm mallarına el konulur)
Münafıklar (öldürülür)
İslam ülkesi dışında yaşayanlar (Darül harp): Cihata tabidirler. Köle ve cariye alınabilirler, tüm mallarına el konulur
Vs.
Her grubun hakları ayrıntılı bir şekilde belirtilmiştir.  İslamda eşitlik yoktur, bunu şeriat ile yönetilen herhangi bir ülkedeki kadına sorarsanız cevabını alırsınız.  Bu uygulamalar o zaman vardı, şimdi geçerli değildir demek dinden çıkma sebebidir.  Eğer böyle iddia edilirse Allah’ın sözünün belli bir zaman ve belli bir yer için geçerli olduğu varsayılmış olur ve cezası şeriata göre ölümdür.,
Bu konuda çok fazla ayet örneğine gerek yok, Nisa 3 ve 34 yeterli:
Nisa 3: Allah size evlatlarınızın miras taksimini şöyle emrediyor: Çocuklarınızda, erkeğe iki kadın payı kadar, eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasın üçte ikisi ve eğer bir tek kadın ise o zaman ona malın yarısı vardır...
Nisa 34: Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür

İSLAM ve HAKÇA PAYLAŞIM
İslam da rızk Allah’dandır ve Allah rızkı dilediği gibi dağıtır:
Isra 30: Gerçekten senin Rabbin, kullarından dilediğinin rızkını genişletir ve dilediğini kısar. Şüphesiz ki Allah, kullarının durumlarından haberdardır, her şeyi görendir
Rum 37: Onlar görmediler mi ki, Allah dilediği kimseye rızkı serer ve daraltır. Şüphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için ibretler vardır
Sebe 33: De ki: "Rabbim rızkı dilediğine genişletir, dilediğine sıkar. Fakat insanların çoğu bilmezler
Zümer 52: Hâlâ bilmediler mi ki; Allah, rızkı dilediğine açar ve kısar. Şüphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için nice ibretler vardır
Enfal 1: Sana ganimetlerin bölüştürülmesini soruyorlar. De ki, ganimetlerin taksimi Allah'a ve Resulüne aittir. Onun için siz gerçekten mümin kimseler iseniz Allah'tan korkun da biribirinizle aranızı düzeltin. Allah'a ve Resulü'ne itaat edin
Enfal 41: Şunu da biliniz ki, ganimet olarak aldığınız her hangi bir şeyden beşte biri mutlaka Allah içindir. O da peygambere ve ona yakınlığı olanlara, yetimlere, miskinlere ve yolda kalmışlara aittir. Eğer siz Allah'a iman etmiş, hak ile batılın ayrıldığı o gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği o (Bedir) günü kulumuza indirdiğimiz âyetlere iman getirmiş iseniz bunu böyle biliniz. Ve biliniz ki, Allah, herşeye kâdirdir
Bu konuda daha bir çok ayet bulunmakta.  Örnekleri uzatmak istemiyorum.

ISLAM ve SOSYALİZM
Sosyalizmin bir çok türü vardır. Örneğin: Devlet sosyalizmi, Arap sosyalizmi, Hiristiyan sosyalizm, Afrika sosyalizmi, Devrimci sosyalizm, vs. 
En genel anlamda sosyalizm her insan için eşitlik istediğini iddia  eder.  Islam’da ise  insanların eşitliği gibi bir kavram yoktur. 

İSLAM ve KADIN
Ahzab-33: Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekatı verin. Allah'a ve Resülüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
Nisa 34:  Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür
Bakara 223: Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele!
Nisa 11: Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.
Nisa 3: Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır
Ahzab 50: Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.    Mehir: ücret (ucr)
Bakara 282: Ey iman edenler! Belli bir vade ile karşılıklı borç alış verişinde bulunduğunuz vakit onu yazın. Hem aranızda doğruluğuyla tanınmış yazı bilen biri yazsın. Yazı bilen biri, Allah'ın, kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın da yazsın. Bir de hak kendi üzerinde olan adam söyleyip yazdırsın ve herbiri yazarken Rabbi olan Allah'dan korksun da haktan birşey eksiltmesin. Şayet borçlu bir bunak veya küçük bir çocuk veya söyleyip yazdıramıyacak durumda biri ise velisi doğrusunu söyleyip yazdırsın. Erkeklerinizden hazırda olan iki kişiyi şahit de yapın. Şayet iki tane erkek hazırda yoksa, o zaman doğruluğuna güvendiğiniz şahitlerden bir erkekle iki kadın ki, birisi unutunca, öbürü hatırlatsın, şahitler de çağırıldıklarında kaçınmasınlar; siz yazanlar da az olmuş, çok olmuş, onu vadesine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun olduğu gibi; hem şahitlik için daha sağlam, hem şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Meğer ki, aranızda hemen devredeceğiniz bir ticaret olsun, o zaman bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alım satım yaptığınız vakit de yine şahit tutun. Ayrıca ne yazan, ne de şahitlik eden bir zarar görmesin. Eğer onlara zarar verirseniz, o işte mutlaka size dokunacak bir günah olur. Üstelik Allah'dan korkun. Allah size ayrıntılarıyla öğretiyor ve Allah her şeyi bilir. 
Talak 4: Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları (doğum yapmaları)dır. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.  (Kizlar kac yasinda adet gormeye baslar?  Demek ki adet gormeye baslamayan kizlarla da evlenilebilinir.)
Nebe 31-35
31. Şüphesiz takvâ sahipleri için de başarı ödülü vardır.
32. Bahçeler,bağlar,
33. Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,
34. Ve içki dolu kâse(ler) .
35. Onlar orada ne boş bir lâkırdı ne de yalan işitirler.
Arkadaslar,
Ben bu ayetleri okuduğum zaman bunların alemleri yaratan bir yaratıcıdan geldiğine inanamıyorum.  Eğer şirk diye bir kavram varsa, bence şirk bu sözlerin yaratıcıya atfedilmesi olur.
sevgiler

1 yorum:

  1. bir müslümanın inancını anlayabilmek için onun kitabına bakmak yeterli gelmez. kitap kendisini açmayacaktır. zaten eleştirel yaklaşan ön yargılı olan kişilere müslüman birşeyi kabul ettiremez yani tüm demek istediğim şu kur'an ayetlerini kendi terazilerinizde tartıp aaa şu dengesizliğe bir bakın diyorsunuz ya bu sonuçların doğru olduğunu kesinlikle göstermiyor. kişi önce rabbini tanır( bilim bu konuda bize yardımcı olur yeryüzü gökyüzü insan vücudu ve bunlardaki muazzam denge düzen vs) O'na itaat etmenin ne denli önemli olduğunu kavrar (yoksa sonsuza denk cezalandırılacaktır ) sonra itaat nasıl edilir bunu öğrenir (kur'an ve sünnetten) rabbinin kendisi için seçtiği kaynaklara bakış açısını şekillendirir < bakara 2 ile ya gittiğim yol yanlışsa diyemez> bunların hepsi adım adım saydığım görevler başarılıysa meydana gelir yoksa kişi hala kendi zannını konuşturur durur. o yüzden kendini Rabbine teslim etmemiş hiçbir kimse ne Rabbini anlar ne de müslümanları. hepimiz aynı Rabb tarafından yaratıldık ve dönüş ancak O'nadır. elimizde olmadan doğuyor elimizde olmadan büyüyor ve elimizde olmadan O'nun huzuruna varacağız. hepimiz aynı sınavdayız bir de böyle düşünmek gerek yarın bir gün hakir görülen müslümanlar alemlerin en şereflileri olarak Rabbimiz tarafından ödüllendirilecek o zaman nice olur haliniz?

    YanıtlaSil

Öne Çıkan Yayın

MAGNUM

  Yalanla kurduğunu, Yalnız kendin yaşarsın. Hayatı yarışma yapanlar, Yaşamayı nasıl başarsın. Duyuldukça adın, Yaşam üzerinden taşar. En iy...